Boğaziçili akademisyenlerden 183. hafta açıklaması: ‘Vazgeçmiyoruz’

Posted by

Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri, Rektör Naci İnci’nin atanmasının ardından geçen 183. haftada, kampüste yaşananlara ilişkin açıklama yaptı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Bugün 5 Temmuz Cuma. Nöbetimizin 865, direnişimizin 1279. günündeyiz. Sizlere basının halen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

Özgür ve özerk bir üniversite için yürüttüğümüz mücadelenin 183. haftasında yaşanan gelişmeler aşağıda listelenmiştir:

Kayyım yönetiminin hocalar, öğrenciler ve yakınlarıyla karşılaşmamak için toplu mezuniyet törenini 4. kez iptal etmesi üzerine öğrencilerin kendi inisiyatifi ile düzenledikleri Alternatif Mezuniyet Töreni, 3 Temmuz akşamı Güney Meydan’da gerçekleştirildi. Tüm bölümlerden öğrencilerin, yakınlarının ve öğretim üyelerinin katılımıyla yapılan kutlama, yoğun güvenlik görevlisi varlığına ve kayyımlığa bağlı resmi düzenleme ekibinin meydanda yaptığı yoğun ses tacizine rağmen, olması gerektiği gibi renkli ve coşkulu bir ortamda gerçekleşti. Pankartlarıyla rektörlük önünden geçen öğrenciler Mine Eder’in yaptığı açılış konuşmasının ardından bölüm hocalarından alternatif diplomalarını aldılar. Mezun olan tüm öğrencilerimizi kutluyor, onları ümitle yeni hayatlarına uğurluyor, yollarının açık olmasını diliyoruz.

ÜNİVERSİTE YÖNETİMİNE ‘LGBTİ+ FOBİ’ ÖDÜLÜ

Bu hafta direnişimize değil, Naci İnci yönetimine verilen bir ödülün haberini tüm bileşenlerimizle paylaşmak istiyoruz. Boğaziçi Üniversitesi kayyım yönetimi 32. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası çerçevesinde düzenlenen 20. Hormonlu Domates LGBTİ+ Fobi Ödülleri kapsamında Eğitim dalında ödüle layık bulundu. Hormonlu Domates ödülleri İstanbul Onur Yürüyüşü Komitesi tarafından düzenleniyor ve her yıl LGBTİ+lara yönelik dışlayıcı söylem ve eylemlerde bulunan kişi ve kurumlara veriliyor. Göreve başladığı anda LGBTİ+ Çalışmaları Aday Kulübünü kapatan, LGBTİ+ temalı etkinlikleri yasaklayan ve sansürleyen, Onur Yürüyüşü’ne polis şiddetiyle müdahale eden kayyım yönetimi tutarlı homofobik ve transfobik icraatlarıyla bu ödülü almaya hak kazandı.

CAN CANDAN’IN GÖREVİNE SON VERİLMESİ MAHKEMEYE TAŞINDI

Rektörlük tarafından mahkeme kararlarına rağmen kadro süresi yenilenmeyen Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim görevlisi Can Candan’ın Temmuz 2022’de ikinci kez görevine son verilmesi işlemine dair dava sürecinde Naci İnci yönetimi hocamıza karşi icra yoluna gitti. Yönetim Candan’dan söz konusu davanın masraflarını gecikme faiziyle talep etti. Ayrıca rektörlük başvurusu sonucunda mahkeme, Candan’ın ikinci kez işe iade edilme sürecinde, Temmuz 2022-Haziran 2023 dönemi için topluca faiziyle ödenen maaşların yasal faiziyle geri ödenmesini talep ediyor. Candan’ın Temmuz 2022’de ikinci kez görevine son verilmesi işlemine dair Danıştay’a yaptığı yürütmenin durdurulması talebini de içeren temyiz başvurusunun olumlu sonuçlanmasını ve kişisel garez ve husumete dayanan bu cezai işlemlerin geri alınmasını umuyoruz.

CHP’Lİ YÜKSEL TAŞKIN, BOĞAZİÇİ’Nİ MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, kayyım rektör Naci İnci’nin üç yıldır Boğaziçi Üniversitesi’ne verdiği akademik ve yönetimsel tahribat ve bu bağlamda kamunun uğratıldığı zararla ilgili Meclis araştırması açılması talebinde bulundu. Taşkın 21 Ağustos 2021 tarihinde rektörlüğe atanan Naci İnci döneminde çoğu kez kişiye özel ilanlarla atama ve görevlendirmeler yapıldığına, görevlerini yetkinlikle yürütmekte olan dekanların, bölüm başkanlarının ve enstitü müdürlerinin çeşitli bahaneler öne sürülerek görevlerinden alındığına dikkat çekti ve şunları ifade etti:

“Son 3 yılda, 60’ı aşkın akademisyen süresinden önce emekliye ayrılmış, istifa etmiş ya da istifaya zorlanmıştır. Sözleşmelerin yenilenmemesi, yükseltmelerin yapılmaması ya da araştırma izinlerinin verilmemesi gibi baskı yöntemleri bu ayrılma ve istifaların temel nedenidir. Liyakate dayalı akademik istihdam süreçleri çiğnenerek yapılan atamalara itiraz eden akademik personele ise disiplin soruşturması ya da ceza davası açılarak korkutulmaya çalışılmıştır.

Naci İnci döneminde birçok araştırma merkezi kapatılmış, bir kısmının yerleri değiştirilmiş, bu merkezlerin çalışma ofislerinin bulunduğu binalar yeni atanan kişiler için lojman yapılmıştır. Bu merkezlerden biri, Türkiye’de konusunda en geniş ve yetkin disipline arası akademik araştırma grubunu barındıran Teleiletişim ve Enformatik Uygulama ve Araştırma Merkezi’dir (TETAM). TETAM, hiçbir gerekçe olmaksızın araştırmacı kadronun elinden alınmış, bilgisayar sistemleri çalışmaz hale getirilmiş ve 2600 m2’lik araştırma laboratuvarlarının 35 m2’lik alana taşınması talep edilmiştir.

Benzer şekilde, Aralık 2023’te ani bir kararla Fen-Edebiyat Fakültesi’nin ikiye ayrılması, üniversitenin en köklü fakültelerinden biri olan İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin önce kapatılması, sonra da bu karardan dönülerek, daha bir yıl önce yeni fakülte olmuş Yönetim Bilimleri Fakültesi ile birleştirilmesi kararları alınmıştır. Bu karar, ilgili bölümlere girmiş öğrencilerde ciddi bir infial yaratmıştır.

Ayrıca öğrenciler yurt sorunu yaşamaktadır. Güçlendirilmesi yeni tamamlanmış bir yurt binası boşaltılıp pencereleri sökülerek kullanılmaz hale getirilmiş; dört yıl boyunca atıl durumda kalmıştır. Diğer bir büyük yurt binası boş tutulmaktadır. Öğrenciler yurt haklarını kaybetmişler ve büyük bir barınma krizi ile baş başa bırakılmışlardır.

Rektör İnci döneminde plansız ve programsız başlatılan inşaatlardan, zaman zaman veri güvenliğini tehlikeye atarak verilen ihalelere kadar kamu kaynaklarının kötüye kullanılması söz konusudur … Ayrıca yetkin ve deneyimli idari personel uzaklaştırılmış, sadece üç yıl içinde 650 yeni personel kadrolaşma maksadıyla işe alınmıştır.’

Taşkın, kayyım Naci İnci’nin sayısız örnekle belgelenen keyfi ve plansız yönetim anlayışının kamuyu açıkça zarara uğrattığını, verilen zararın tespiti için Meclis Araştırması açılması gerektiğini belirtti.

Bizler her iş günü her öğlen bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamalarının hiçbirini kabul etmediğimizi, ilkelerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.

Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel düşünceye saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yeniden ve ilk günkü kararlılığımızla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.

Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,

Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.”

(HABER MERKEZİ)

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir