Ayşe Sayın
BBC Türkçe
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsveç’in NATO üyeliğine katılım protokolünü TBMM’ye göndermesinin ardından, gözler Meclis’teki görüşme sürecine çevrildi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, protokolü, Çarşamba günü esas komisyon olan Dışişleri ve tali komisyon olan Milli Savunma Komisyonu’na sevketti. Ancak AKP yönetimi de Meclis’teki görüşme sürecine ilişkin henüz net bir takvimleme yapmış değil. BBC Türkçe’ye konuşan AKP kaynakları, beklentilerinin tam olarak karşılanmamakla birlikte, yasa ve anayasa değişiklikleriyle İsveç’in Türkiye’nin terörle mücadele hassasiyetine uygun adımlar attığını belirterek, “Çok kısa vadede değil, ama sürüncemede de bırakalım gibi bir yaklaşımımız da olmaz. Dış politikanın en temel ilkesi mütekabiliyettir” görüşünü dile getiriyorlar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından TBMM’ye sevkedilen İsveç’in NATO’ya katılım protokolünde, İsveç’in katılımına onay verilmesinin gerekçelerine de yer verildi.
Gerekçede neler var?
Protokolün gerekçesinde, NATO’nun izlediği temel yaklaşımlardan birinin “açık kapı politikası” olduğu ve Türkiye’nin de bu politikayı desteklediği vurgulandı.
Gerekçede, Finlandiya ve İsveç’in Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’da başlattığı savaşın ardından ulusal karar alma süreçlerini tamamlayarak 18 Mayıs 2022 tarihinde resmen NATO’ya üyelik başvurusunda bulunduğu anımsatıldı.
Müzakere süreçlerinin anlatıldığı gerekçede, 28 Haziran 2022’de Madrid’te imzalanan üçlü muhtıra temelinde terörizme mücadele ve savunma sanayi ihracatındaki kısıtlamaların kaldırılması yönündeki taahhütlerin Finlandiya tarafından yerine getirilmesi üzerine, Türkiye’nin de NATO üyeliğini onayladığına dikkat çekildi.
Gerekçede, İsveç’in üyeliğine neden evet denildiğine ilişkin ise şu ifadelere yer verildi:
“… İsveç en üst düzeyde, Üçlü Muhtıradaki kayıtlı taahhütlerini uygulamaya dair bir yol haritası sunma; bakan seviyesinde ikili düzeyde bir güvenlik işbirliği mekanizması tesis etme ve Ülkemizin AB üyelik sürecini güçlü bir şekilde desteklemeyi taahhüt etmiştir.
“Gelinen aşamada, Üçlü Muhtırada kayıtlı taahhütler, 10 Temmuz 2023 tarihli ortak açıklamada yer alan unsurlar, İsveç’le ikili ilişkilerimiz, bu ülkenin NATO’yla kapsamlı ortaklık ilişkisi ye birlikte çalışabilirliği bakımından eriştiği seviye dikkate alındığında, İsveç’in NATO ya üyeliğinin Türkiye’ninki dâhil Avrupa-Atlantik güvenliğine katkı sağlayacağı kanaatine varılmıştır. Yukarıdaki mülahazalarla, İsveç’in Kuzey Atlantik Antlaşmasına Katılımına İlişkin Protokolün onaylanmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.”
Meclis’te süreç nasıl işleyecek?
Protokolün yürürlüğe girmesi, yani İsveç’in NATO üyeliği için, TBMM Genel Kurulu’nca onaylanması gerekiyor.
Meclis’te uluslar arası sözleşmeler yasa teklifleri gibi görüşülüyor ve Meclis’ten geçtiğinde de yasalaşarak, yürürlüğe giriyor.
Katılım protokolü ilk olarak tali komisyon olan (ikincil) TBMM Milli Savunma Komisyonu, daha sonra da esas komisyon olan Dışişleri Komisyonu’nda görüşülecek. Dışişleri Komisyonu’nun, tali komisyonunun yapacağı değişiklik ve önerilere uymak zorunda değil.
Komisyon aşamasının tamamlanmasının ardından, katılım protokolü Genel Kurul gündemine alınacak ve Danışma Kurulu’nda alınan karar doğrultusunda da görüşülecek. Oylamada nitelikli çoğunluk aranmadığı için, karar yeter sayısı olan 151 milletvekilinin “evet” demesi protokolün onayı için yeterli. AKP’nin protokolü onaylaması için parlamentoda çoğunluğu olsa da, bu tür önemli kararların geniş siyasi destekle alınması tercih ediliyor. O nedenle muhalefetin alacağı tutum da önem kazanıyor.
AKP nasıl bir görüşme süreci öngörüyor, ittifak ortakları nasıl bakıyor?
İsveç’in yeni büyükelçisi Malena Mard Eylül ayında Ankara’da Cumhurbaşkanlığı’nda kabul edildi
Türkiye’nin terörle mücadele ve silah ambargosu gibi önemli konulardaki beklentilerini karşılansa da, Kuran yakma eylemleri nedeniyle gerek iktidar partisi, gerekse diğer Cumhur İttifakı ortağı siyasi partilerin İsveç’e tepkili olduğu biliniyor. Bu nedenle son seçimlerde AKP ile ittifak yapan Yeniden Refah Partisi, protokole destek vermeyeceğini açıkladı.
İktidar partisi de katılım protokolünün onay süreci konusunda, “aceleci olma” eğiliminde değil. AKP kurmayları, henüz net bir takvimleme yapılmamakla birlikte, protokolün görüşülme sürecine ilişkin, “kısa vadede değil ama sürüncemede bırakalım gibi bir yaklaşım da söz konusu olmaz” görüşünü dile getiriyorlar.
AKP yöneticileri, yeni bir karar alınmazsa, bütçe görüşmelerinin yapılacağı Aralık ayı sonuna kadar, protokolün Genel Kurul gündemine alınmasını beklemiyor ve yeni yıla kalma olasılığı yüksek görülüyor.
Protokolün Meclis’e sevkinin “beklenen bir gelişme olduğunu” belirten parti kaynakları gerekçesini de şöyle açıklıyorlar:
“İsveç, anayasa ve yasa değişikliği yaparak, bizim terörle mücadele konusundaki hassasiyetimize yeterli özeni göstermediklerini kabullendiler ve masada ilan ederek, artık bundan sonra gerekli hassasiyeti göstereceğiz dediler. Evet beklentilerimiz tam olarak karşılanmadı ama sonuçta siz hassasiyetinizde haklısınız, diyen bir ekip var.”
Mütekabiliyet vurgusu
Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO’nın Litvanya’daki son zirvesinde
İsveç’in Türkiye’nin terörle ilgili hassasiyetlerini dile getirdiğinde, kendi parlamentolarını işaret ettiğine dikkat çeken parti kaynakları, “Cumhurbaşkanı da net ifade etti, sizin parlamentonuz varsa, bizim de parlamentomuz var. Burada söylemek istediği, dış politikanın en temel ilkesi olan mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesidir” diyerek, İsveç’in bundan sonra atacağı adımların da onay sürecinde izleneceği mesajını veriyorlar. Ancak AKP’de, “1 Mart tezkeresi” gibi sürpriz bir sonuç da beklenmiyor ve “Milletvekili grubunuz, cumhurbaşkanına bakar ve ona göre hareket eder” değerlendirmesini yapıyorlar.
Siyasi kulislerde, katılım protokolünün Meclis’e gönderilmesinin zamanlaması tartışılıyor ve iktidarın, katılım protokolünün Meclis onay sürecini, İsrail’in Gazze’ye saldırılarının durdurulması konusunda pazarlık unsuru yapabileceği yorumları yapılıyor.
AKP kurmayları ise protokolün Meclis’e gönderilme zamanlamasında, böyle bir yaklaşımla hareket edilmediği görüşünde. Zamanlamaya ilişkin, “hayatın olağan akışı içinde, doğum ve ölüm yan yana gelebiliyor, bunu da öyle görmek gerekir. Cumhurbaşkanı zaten geleceğini söylemişti. Zaten Filistin meselesi de sabahtan akşama bitecek bir olay durum değil” değerlendirmesi yapılıyor.
Muhalefet partileri nasıl tutum alabilir?
Protokol konusunda muhalefet partileri ve Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin tutumu da merak konusu. Çünkü MHP’nin de Kuran yakma eylemleri nedeniyle İsveç’e tepkili olduğu biliniyor.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Ocak 2023’te eylemlere tepkisini “İsveç’in NATO üyeliği bu şartlar altında Gazi Meclis’in onayından geçemeyecektir” sözleriyle dile getirmişti.
MHP Lideri, önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü ve kulislere yansıyan bilgilere göre iki lider, İsveç’in NATO üyeliğini de ele aldı. MHP yönetiminden bu konuda Erdoğan’la ters düşecek bir tutum alması beklenmiyor.
CHP “evet” eğiliminde
CHP yönetimi ise protokol Meclis’e yeni geldiği için henüz bu konuda somut bir karar almış değil. Ancak, İsveç’in NATO üyeliğine baştan beri olumlu bakılıyor ve sürpriz değişiklik olmazsa, Genel Kurul’daki oylamada da “evet” yönünde oy kullanılması eğilimi ağırlık kazanıyor.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) de protokolle ilgili tutumunu, parti organlarında görüşerek netleştirecek. Ancak Finlandiya’nın NATO üyeliği görüşmelerinde, parti olarak oylamaya katılmadıklarını belirten bir parti yöneticisi, büyük bir olasılıkla, İsveç oylamasında da benzer tutumun takınılacağını ve oylamaya katılmayabileceklerini ifade ediyorlar.
İYİ Parti: Ne değişti, teröristler iade mi edildi?
İYİ Parti ise öncelikle “genel görüşme” talep etmeyi planlıyor.
BBC Türkçe’ye konuşan bir parti yöneticisi, AKP’nin terörle mücadele konusunda adım atılması koşulunu getirdiğine dikkat çekerek, nasıl tutum alacaklarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Ne değişti de AKP protokolü Meclis’e getirdi. İsveç, istenilen teröristleri iade mi etti? Önce bize neden getirdiklerini anlatmalılar. O nedenle, biz önce Meclis’te bir genel görüşme isteriz, ondan sonra kararımızı veririz.”